Merhaba herkese =) Bugün sizin için aslında çok özel bir
kitap seçtim.Bu kitap özel çünkü çoğu edebiyatçının bilip severek okuduğu
yazarların hiç bilmediğiniz yönlerini ortaya koyuyor.Malesef uzun zamandır
toplum “yazarlık” mesleğini küçümseyip,o yolda ilerleyenler için hep bir zorluk
çıkartıcı konumda olmuştur.
Bu kitapta edebiyatın efendisi diyebildiğimiz Lord
Byron,Edgar Allan Poe,Charles Baudelaire..gibi birçok yazar yer alıyor.Ve ben kitabı
okurken o kadar çok satırın altını çizdim ki,kitabın son durumu rengarenk
çizili sayfalar oldu.Sizlerle yer yer paylaşıcam bana ilginç gelen yerleri ama
tabiki okuyunca öğrenceklerinizin
yanında yazdıklarım küçük tatlar misali hafif kalıcak.
Andrew Shafer önsözden önce kitapta ilk olarak yazar
uyarısına daha sonrada yazarın uyarısına uyarıyla başlıyor.Bu şekilde başlayan
ilk kitabım ondan belirtmeden geçmek istemedim.Ve daha uyarılarıyla sizi
gülümseterek başlıyor kitabımız.
Andrew Shafer küçükken heycanla beklediği yazarı ilk görceği
zaman sıradan biri olduğunu farketmesiyle kafasındaki büyük yazarlık düşüncesi
tamamen değişir.Önsözde de “yazarlar bu kadar alelade yaratıklar mıydı?”diye
sorar.Daha sonraysa 15 yaşında bir kitabevine girip eski bir kitap alır. Bret
Easton Ellis’in “Sıfırdan Az”kitabını almış sonra tıpkı bir Guns N’Roses
albümünün edebiyattaki karşılığına benzetir.(Bu benzetmeden sonra bu kitabıda
okumayı kesinlikle not aldım.)Ellis onun için kesinlikle “cool” bir yazar.Fakat
yazarımız önsöz ve uyarılardada yazdığı üzere birçok kötü alışkanlığa (sigara,içki
gibi ama eroin ve intihar hariç)başlar.Ve yazar tek tek yazarları inceler okur
yorumlar.Zamanla yazarlar hakkında belli düşüncelere sahip hale gelir.
Yazar önsözde şöyle belirtiyor;
“Cool yazarları tespit
etmek kolaydı:Dudaklarından tehlikeli bir şekilde sarkan sigaralarını ve
daktilolarının yanında duran viski şişelerini görmem bunun için yeterliydi.”
Sizlere kitaptan bölüm bölüm satır
aralarında hayran kaldığım,anlık şoklar yaşadığım kısımları yazıcam;
1)Thomas De
Quincey:
“Doğal olarak yalnızlıktan
memnunum ama herkesin,keşke yanımda biri olsaydı,dediği anlar olur.”diye
annesine “derin bir melankoli”tarafından kuşatıldığını yazmıştır.Annesinin
cevabı ise şöyle oldu :“Dünyadaki hiçbir
doktorun tedavi edemeyeceği,hastalıklı zihninden kaynaklıyor.”
De Quincey mirastan gelen paranın çoğunu en az beş bin
kitaptan oluşan,çok etkileyici bir kitaplık oluşturmaya harcamış.Sonunda
evlenip çocuk yaptığında ikinci bir ev tumak zorunda kaldı-biri ailesi,diğeri
kitapları için.
2)Daniel
Friedman;Lord Byron’ın Hayatını Anlatırken:
Friedman “kapalı
alanda silah ateşlemek ve atalarının kafataslarının içinden şarap içmek gibi
dehşet uyandırıcı huyları depresyonunu pek az hafifletiyordu”diyor Byron
için.Annesi “Sevgiden,çaresizce sevmekten
başka bildiğim hiçbir rahatsızlığı yok ve bence bu illetlerin en kötüsü”şeklinde
feryat ediyormuş.
Bunlarla birlikte,Byron’ın hayranlarının saçlarına karşı
özel bir ilgisi varmış.Bu biraz acayip bir durum açıkçası.Saç koleksiyonu
varmış hatta.
“Her kadın bir erkeği kendine zorla aşık edebilir ama bana
onu kendine aşık tutabilen bir kadın göster”diyor Byron ayrılmak istediği bir
kadına.
3)Charles
Baudelaire :
Çok ilginç yorumlarda bulunduğundan sizlere sayfalarının
resmini koyuyorum.Kalanlarını okumanızı tercih ediyorum.İnanın kitabı okumanız
en iyisi yoksa kendimi tutamayıp sayfalarca yazıcam burayaJ
-Birde biz bayanlar için dengesiz derler (!)
Açıkçası kafatasından
şarap içenler,sapkın cinsellik arzuları olanlar,afyon ve alkol
bağımlılıklarıyla birde yazma aşkıyla yanıp tutuşan nice yazarlar ve ilginç
yönleri,hayatları varmış meğer.Birkaç gün içinde biticek bir kitap
kısacası.Umarım seversiniz,iyi okumalar dilerim.