1 Mart 2015 Pazar

Edebiyatın Aykırı Çocukları - Andrew Shaffer (Aşkta Kaybeden Filozoflar'ın Yazarı)

Merhaba herkese =) Bugün sizin için aslında çok özel bir kitap seçtim.Bu kitap özel çünkü çoğu edebiyatçının bilip severek okuduğu yazarların hiç bilmediğiniz yönlerini ortaya koyuyor.Malesef uzun zamandır toplum “yazarlık” mesleğini küçümseyip,o yolda ilerleyenler için hep bir zorluk çıkartıcı konumda olmuştur.

Bu kitapta edebiyatın efendisi diyebildiğimiz Lord Byron,Edgar Allan Poe,Charles Baudelaire..gibi birçok yazar yer alıyor.Ve ben kitabı okurken o kadar çok satırın altını çizdim ki,kitabın son durumu rengarenk çizili sayfalar oldu.Sizlerle yer yer paylaşıcam bana ilginç gelen yerleri ama tabiki okuyunca  öğrenceklerinizin yanında yazdıklarım küçük tatlar misali hafif kalıcak.
Andrew Shafer önsözden önce kitapta ilk olarak yazar uyarısına daha sonrada yazarın uyarısına uyarıyla başlıyor.Bu şekilde başlayan ilk kitabım ondan belirtmeden geçmek istemedim.Ve daha uyarılarıyla sizi gülümseterek başlıyor kitabımız.

Andrew Shafer küçükken heycanla beklediği yazarı ilk görceği zaman sıradan biri olduğunu farketmesiyle kafasındaki büyük yazarlık düşüncesi tamamen değişir.Önsözde de “yazarlar bu kadar alelade yaratıklar mıydı?”diye sorar.Daha sonraysa 15 yaşında bir kitabevine girip eski bir kitap alır. Bret Easton Ellis’in “Sıfırdan Az”kitabını almış sonra tıpkı bir Guns N’Roses albümünün edebiyattaki karşılığına benzetir.(Bu benzetmeden sonra bu kitabıda okumayı kesinlikle not aldım.)Ellis onun için kesinlikle “cool” bir yazar.Fakat yazarımız önsöz ve uyarılardada yazdığı üzere birçok kötü alışkanlığa (sigara,içki gibi ama eroin ve intihar hariç)başlar.Ve yazar tek tek yazarları inceler okur yorumlar.Zamanla yazarlar hakkında belli düşüncelere sahip hale gelir.

Yazar önsözde şöyle belirtiyor;
“Cool yazarları tespit etmek kolaydı:Dudaklarından tehlikeli bir şekilde sarkan sigaralarını ve daktilolarının yanında duran viski şişelerini görmem bunun için yeterliydi.”
 Sizlere kitaptan bölüm bölüm satır aralarında hayran kaldığım,anlık şoklar yaşadığım kısımları yazıcam;

1)Thomas De Quincey:
Doğal olarak yalnızlıktan memnunum ama herkesin,keşke yanımda biri olsaydı,dediği anlar olur.”diye annesine “derin bir melankoli”tarafından kuşatıldığını yazmıştır.Annesinin cevabı ise şöyle oldu :“Dünyadaki hiçbir doktorun tedavi edemeyeceği,hastalıklı zihninden kaynaklıyor.
De Quincey mirastan gelen paranın çoğunu en az beş bin kitaptan oluşan,çok etkileyici bir kitaplık oluşturmaya harcamış.Sonunda evlenip çocuk yaptığında ikinci bir ev tumak zorunda kaldı-biri ailesi,diğeri kitapları için.

2)Daniel Friedman;Lord Byron’ın Hayatını Anlatırken:
Friedman “kapalı alanda silah ateşlemek ve atalarının kafataslarının içinden şarap içmek gibi dehşet uyandırıcı huyları depresyonunu pek az hafifletiyordu”diyor Byron için.Annesi “Sevgiden,çaresizce sevmekten başka bildiğim hiçbir rahatsızlığı yok ve bence bu illetlerin en kötüsü”şeklinde feryat ediyormuş.
Bunlarla birlikte,Byron’ın hayranlarının saçlarına karşı özel bir ilgisi varmış.Bu biraz acayip bir durum açıkçası.Saç koleksiyonu varmış hatta.
“Her kadın bir erkeği kendine zorla aşık edebilir ama bana onu kendine aşık tutabilen bir kadın göster”diyor Byron ayrılmak istediği bir kadına.

3)Charles Baudelaire :
Çok ilginç yorumlarda bulunduğundan sizlere sayfalarının resmini koyuyorum.Kalanlarını okumanızı tercih ediyorum.İnanın kitabı okumanız en iyisi yoksa kendimi tutamayıp sayfalarca yazıcam burayaJ



-Birde biz bayanlar için dengesiz derler (!)

 Açıkçası kafatasından şarap içenler,sapkın cinsellik arzuları olanlar,afyon ve alkol bağımlılıklarıyla birde yazma aşkıyla yanıp tutuşan nice yazarlar ve ilginç yönleri,hayatları varmış meğer.Birkaç gün içinde biticek bir kitap kısacası.Umarım seversiniz,iyi okumalar dilerim.